favicon

Mikrolensleme ile Soğuk Uzak Yörüngede Süper-Dünya Keşfi

Melih ÖZKAŞ
Melih ÖZKAŞ
28 Nisan 2025 5 Dakika Okuma
OGLE-2016-BLG-0007 ile Soğuk Süper-Dünya Keşfi - 1

Evrenin her bir köşesinde, bizden habersiz sayısız gezegen yörüngede dolanırken, Güneş Sistemi gerçekten tipik mi? Bugüne kadar keşfedilen 5000’den fazla ötegezegen arasında Sıcak Jüpiter ve Mini-Neptün gibi türler eksik olan kendi sistemimiz, evrende ne kadar istisnai görünüyor? İşte bu soru, yeni bir Science, 2025 çalışmasında yanıt aranan temel tartışmayı oluşturuyor. Araştırmanın odağında ise, gezegenlerin uzak yörüngelerdeki varlığını ışık hırsızlığı yerine ışık büyütmesiyle ortaya çıkaran mikrolens yöntemi yer alıyor.

OGLE-2016-BLG-0007 ile Soğuk Süper-Dünya Keşfi - 2

Ötegezegen keşiflerinde hâkim yöntemler olan geçiş (transit) ve radyal hız (radial velocity) teknikleri, gök cisimlerini yıldız yüzeyinde oluşturdukları küçük kararma veya yıldızın şaşkın sallanışları sayesinde tanımlıyor. Ancak bu teknikler, kısa dönemli yörüngelerdeki gezegenlere odaklanıyor. Dolayısıyla Güneş’in Jüpiter kadar dışındaki devreler ya da Neptün’ün ötesindeki soğuk cüceler raporlara pek yansımadı. Galaksimizin derinliklerinde gizlenen bu uzak dünyalar, yeni yönteme ihtiyaç duyuyor.

Mikrolensleme, geçişin tam tersi bir etki sunuyor: Bir gezegen, yıldızının önünden geçerken ona evrensel bir büyüteç gibi davranıyor ve arka plandaki başka bir yıldızın ışığını güçlendiriyor. Ne var ki, yakalanması zor, parlaklık artışı kısa süreli ve küçük ölçekte gerçekleşiyor. Aynı zamanda dünya üzerindeki hava koşulları ve gün ışığı kesintileri yüzünden saniyeler ya da saatler içinde gözden kaybolabiliyor.

İşte tam da bu zorluğu göze alan ekip, OGLE-2016-BLG-0007 adlı mikrolensleme olayını Optical Gravitational Lensing Experiment ile birlikte izledi. Yıldızlar arası uzun soluklu parlamanın ortasında beliren küçük ancak anlamlı “dip” veya “tepe”, basit bir üçüncü yıldız ya da yakın dev bir gezegen senaryosunu çürüttü. Geriye tek mantıklı açıklama kaldı: Ana yıldarından satürnötesi uzaklıkta dolanan kayalık bir gezegen.

Araştırmacılar, bu misterli olgunun peşinden giderken, yıldız-gezegen kütle oranını çözümlemede Korea Microlensing Telescope Network (KMTNet)’in gücünü kullandı. Yurtdışına yayılmış üç ayrı teleskobun kesintisiz gözetimi, kritik anlarda gözden kaçırma ihtimalini en aza indirdi. Türkiye’ye uzak Güney Yarımküre’den Hindistan ve Şili’ye kadar kesintisiz koridor, dünyanın her köşesinde gökyüzü bulutlanınca bile veriyi sağlam teslim etti.

Bulgular, gezegen-yıldız kütle oranını Dünya-Güneş’in iki katı olarak belirledi. Tipik bir kırmızı cüce ev sahibi varsayımıyla, karşımızda 1,3 Dünya kütlesiDünya-Satürn mesafesine yakın: Sürekli donmuş sıcaklıkta, buzlu bir süper-Dünya profili çiziyor.

KMTNet’in 60’ı aşkın olası ötegezegen adayı üzerinden yürütülen istatistiksel analiz, bu tür kayalık gezegenlerin uzak yörüngelerde yaygın olduğunu gösteriyor. Aynı verilere göre, daha büyük kütleli gezegenlerin ayrı bir popülasyon halinde kümelendiği görülüyor. Bu iki grup, modern çekirdek birikim (core accretion) teorisinin öngördüğü “kritik kütleyi aşanların gaz devlerine dönüşmesi” ayrımını destekliyor.

Bu keşif, ötegezegen bilimine yeni bir ufuk kazandırıyor. Bildiğimiz kadarıyla soğuk, uzak yörüngelerdeki kayalık süper-Dünya sayısının azımsanmayacak düzeyde olduğu fikri, gezegen oluşum modellerimize meydan okuyor. Evrende yaşam potansiyelini ve sistem mimarilerini anlama biçimimizi değiştirebilecek bu bulgu, Güneş Sistemi’nin belki de tahmin ettiğimizden çok daha benzersiz olduğunu hatırlatıyor.

Sıkça Sorulan Sorular

Mikrolensleme, bir gezegenin kütleçekim alanının arka plandaki bir yıldızın ışığını mercek gibi büyütmesiyle oluşan geçici parlama olayıdır. Transit ve radial velocity yöntemlerinin ulaşamadığı uzak yörüngelerdeki ötegezegenleri tespit eder. Genellikle yalnızca gezegen-yıldız kütle oranı elde edilir; yıldız kütlesiyle kombin edildiğinde süper-Dünya ve buzlu devleri keşfetmede kritik rol oynar.

OGLE-2016-BLG-0007, OGLE ve KMTNet tarafından izlenen uzun soluklu bir mikrolensleme olayıdır. Parlaklıktaki küçük tepe, kırmızı cüce ev sahibi etrafında Dünya’nın yaklaşık 1,3 katı kütleli bir süper-Dünya olduğunu gösterir. Yörünge yarıçapı Satürn’e yakın olduğu için soğuk ve buzlu bir kayalık gezegen profili çizer.

KMTNet, Şili, Avustralya ve Güney Afrika’daki üç 1,6 metrelik teleskoptan oluşur. Dünya’nın farklı noktalarından eşzamanlı gözlem yaparak kısa ömürlü mikrolensleme sinyallerini kaçırma olasılığını minimize eder. Bu sürekli izleme, saatler süren parlama olaylarının yakalanmasını sağlar ve uzak yörüngelerdeki ötegezegen popülasyonunu daha güvenilir analiz etmemize imkân tanır.

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir

*Yorumlarınız kontrol edildikten sonra yayınlanacaktır!